314 – doğum ve ölüm hattı
her sabah yalnızlığınla yürüdün
kısalırken tek kişilik ömür yolculuğun
kendini kendine emanet ettin
su döktün arkandan…
bağırdın kapalı kapılara
isyan ettin sağır kulaklara
çığlıklarını duyan olmadı
dilek ağacındaki kuşlar hariç…
çok ince düşünüyordun
ince yerinden kırılıyordu düşüncelerin
evini sırtında taşıyordun
sürgündeki kaplumbağa gibi…
sözcüklerin silahındı
dağıttın anlamsız yığınları
ortalığa saçtın hep
darbe uykusuna yatmış şiirleri…
gitmelerin gelmelerin ortasındaydı
inşa ettiğin mapushane
hep kendini kandırdın durdun
müebbet sızıların kahkahalarıyla…
yolu olana yolcu diyordun
314 doğum ve ölüm hattında
her an ölecekmiş gibi yaşıyordun
pişmanlıklar deryasında boğulmadan…
✔ küsuratsız pi
👏👏👏👏👏Eline sağlık
Teşekkür ederim Sevda 🙂
Senin de silahın dizelerin…yüreğine sağlık👏👏👏
Teşekkür ederim Kızıl Düş 🙂