hırpalanmış ama özgür sözcüklerim toza bulanır yasaklı cümlelerin peşine takılır hamal metaforu olan yoldaşım pasaklı düşleri yarınlara taşır kabuğumu kıralı asırlar oldu bir anda heybem acılar ile doldu aziz niyetiyle dolaşan dizelerim doyumsuzluk çiçeklerini soldurdu
üç
dalımdan uzakta
uykusuzun rüya analizi
açıkta dövüşen dulda
açıkta dövüşen dulda kurbanlık başaklar gibi sallanıyordu insanların gam yüklü bedenleri hareket ettiklerini sanıyorlardı oysa oldukları yerde duruyorlardı yürümeyi bilen bir çocuk fısıldadı fırsat buldukça esen yele her yanı saran tipiye kibrinde dirilen pervasız düzene ham düşleri dalıyla
aradığınız vicdan bulunamıyor
elbette gördüm
elbette gördüm üstündeki yırtık düşlerin pelerini ile şehri avuçlarına alarak koşuyor korkak masal kahramanlarını yere seriyor erik dalında asılı kalmış çocukluğum ömür penceresinden dalarak izliyor telaşların sokaklarda çarpışmasını özgür çıkıp parya olarak dönen kendini uzaklarda arayan gençliğim