kırık hisler hiç tutar mı sabah kafam karışık uyandım penceremin çizdiği manzara karşımdaydı kendimi o tabloda bulamıyordum ağaçlar kuşları nasıl da ağırlıyordu benim ağacımı zamanında biri kesmişti zalim demeye bile dilim varmıyordu yalnızlık cümlelerini yüzüme çarptım güneş açan hasret
semadaki kuşun gülümsemesi
sema’daki kuşun gülümsemesi yıllar önce gönlüme yuva yapmıştı sözcükler kanatlanıp uçmaya hazırlar, şimdi büyüdüler umudun tuttuğu bulutlar anlatır gelenin hikâyesini işte o fotoğrafta, sema’daki kuşun gülümsemesi ürkek günaydınları gıdıklayan şehirdeydik bacalardan çıkan kara sevdalarla göğe yükselirdik çok uzun
gardiyanımdır bu hisler
gardiyanımdır bu hisler kahvem, şu anda bana en sıcak davranandır başımdaki kalabalık, güneşe hainlik eden ayazımdır üşürüm üşürüm, ince giyinmiş sözler ile üşütürüm her gülümsemeye aldanan mahkûm yaşar içimde gönlümdeki hapishanede gardiyanımdır bu hisler paslanmış kapıma onun haberini
biten sözler mezarlığı
imgeler başrolde
imgeler başrolde hasret yüklü bakışlara asılınca kirli çamaşırlar hesapsız kavuşmayı da bilmeli tabelasız muhasebeci aksayan yokuşun başında karıncalar hayal kırıklıkları toplarken belgeselden anlamaya çalışıyorlar bedava nakliye hizmeti verenleri vurdumduymazlar ormanında kuş siluetlerine kalbi kırılmış bir dal isyan
ahlar heybesi
ahlar heybesi topallayan sezgimle buldum samimi sözlerini koşsam geçmişe ve seni orada arasam gözyaşlarıma düşmüş bir sevda acemisi yüzmeye çalışır, senin kıyına yanaşsam yokuşunda taşıyorum ahlar heybesini sevda açlığımda katığımsın anlasana düzlüğümde gülüşün karşılıyor beni yarını gıdıklıyoruz bizi
kördüğüm duvarlar
faça
faça çocukluğumdan kalma hasretin bıçak yarasını taşıyorum yanağımda her güldüğümde façamda mekân tutmuş adam açıyor kollarını gözyaşlarımdaki tsunami ile yüzümün coğrafyasında nice şehirler batırdım defalarca beni terk eden haymatlos hislerin tanıdık sızını taşıyan hamaldım ✔ küsuratsız pi